Kayıtlar

Aralık

Resim
Mutluluk yoksunu evimde bir pazar sabahı; Tül aralık, Perde aralık Odamda dağınıklık almış yürümüş Bir ben eksiğim odada Odam hâlinden şikâyetçi, odam hâlinden yakınmakta Odam dağınık Bir yalnızlık dolaşmakta koridorda Her hâlini görüp gözetlemekteyim aralanmış kapıdan, Kapım aralık Noel baba erken atmakta baca deliğinden Bu seneki hüznümü Ve bu hüzün ötekilere hiç benzememekte Aslında kapıdan da verebilirdi hediyemi Çünkü, kapı aralık Bir yalnızlık ki bu seferki yalnızlık Diğerlerine hiç benzememekte Hiç gidesi de yok bu sefer Demir attı odamın tam ortasına Ve güz de erken bitti sanki bu yıl Önümüz kış mevsimi, önümüz aralık Bu yıl, yıllardan hangi yıl Bu kış mevsimi gördüğüm kaçıncı kış Ya aralık kaçıncı aralık? Aklım hep sende, aklım senin oralı bugünlerde Kalbim aralık Bıktım, usandım bu dağınıklıktan Gelsen de yine toparlasan beni diyorum Gelsen de bitse bu dağınıklık Bir son bulsa bu rezillik Zaten gelirsin diye kapı aralık hep Cam aralık Hadi gel top

Aklıevvel

Resim
Birden oluşuverdi her şey Korkunç bir hızla yeşerdi ağaç Devasa dağlar fışkırdı yerden, asimetrik Ana rahmine ruh üfledi melek İşte böyle başladı macera. Zaman amansızca kovaladı zamanı,  Büyüdüm Amacım yalnızca ileriye bakmaktı Karşı cam güzeliydin de Öylelikle ellerini gördüm. Bazen geç olur rastlaşmalar Küçücük bir havzada iki ceylandık oysa, Asi, asil ve muktedir... İki koldan salınan iki ayrı ırmak gibi karşılaştık Alışamadık ve açılamadık derinlerine yüreklerimizin Sen hep ciğerimi deldin sözlerinle Bense bulutlara ateş ettim, öylesine. Aklıevveldim Umursamadan düşlerimi ölüme sürükleyen yaralarımı Sonsuzluk ovasında şahlanan atlara özendim Hıçkırıklarımı ve hırçınlıklarımı da katıp önüme Çoğu kez sana gelmeyi denedim Gördüm ki; gücüm var, gereği yok, Vazgeçtim.

Bozuk Düzen

Resim
Kan bürüdü gözlerini, Karanlığından faydalanarak gecenin Kökü tarih öncesine uzanan ağaçları kestiler Etnik kökenlerine inerek böldüler insanları Barikatlar ördüler önüne sevmenin Boğdu mazlumları debisi yüksek nehirler On yerinden bıçaklandı mücadele Bıçak tuttu, Yıllarca kalem tutan kahpe eller Bozuldu düzen Bitti adalet Analar ağlar, oğullar ağlar, Soysuzlarsa durmadan güler.

Çok Zor

Resim
Ne tuhaf kaç beden bir göğsü tuttuğunu bilmeden Bir sütyen kopçası görünce heyecanlanmak Ne acı mutlak doğru olduğu bilinen Bir durumu ispatlamak için çırpınmak Ve ne güzel uzun yaz gecelerinde birden içimizde beliren Sırra kadem basmak bıkkınlığı. Nefretler, Hayretler, Sevinçler, Kederler Ve hatta sevmek/sevilmek telaşı ne zavallı Duygular katıyor insana Hâlbuki çok defa boşa severken bir eşyayı Yok yere bir şeye de heyecanlanabiliriz Ne zor yaşamak mücadelesinin devamlılığı. -Sürekli bir duygu akışkanlığı...-

Dönmeyen Devran

Resim
İmrenmeyin Yaldızlıdır yalnızlığım Ne sandınız! Sızlanmak acizlere yaraşır. Neler yaratır Yaradan Hikmetinden sual olunmaz Kul ağlanmaz! Kula, kulluk yakışır Orta Çağ’da kitabeler yazıldı okunmasa da Yeni Çağ’da tümüyle aydınlandı yerküre İnanmam, safsatadır söylenenler Olur muymuş öyle şey Yakın Çağ’da hiç insan mı yakılır? Ne yana bilmem ama eğimlidir şiirler Şairler sıklıkla meyillidir acıya Ve dünyayı bir uzaylı kurtarabilir ancak Yol verin kök salmaktan bunalabilir herkes Belli ki gitmek istiyor adamcağız Acıyın, insaf edin hancıya Akıl durunca  Din bir ırmak misali akar ince ince İnsanlar değil miydi vaktiyle putları da kıranlar? Demek ki sabredince oluyormuş Zamanla doğru yolu buluyormuş düşünce Düşününce haksızlığı gücüme gidiyor yaşamak Tutsaklığıysa düşünmek bile istemiyorum Yaşlanmak istiyor delirircesine hücrelerim Ne güzel oluyor yaşıyorken ölüme susamak Ne zaman ümidimi kaybetsem  Kucaklıyor içimi yüzü ışıldayan güneş Işığını görür görmez Umut dostça doğuveriyor dağların

Seyreyle

Resim
Anlamışsındır artık  Ayrılığın ikimize de faydası yok  Gel,  Sen yalnızca bir sev önce  Sonra göz nasıl parlarmış  Kalp nasıl çarpar? ..  Otur, seyreyle.